Tüm sektörlerde yaşanabilen mobbing olayları, günümüz iş hayatında sessiz bir tehdit olarak varlığını sürdürüyor. Son zamanlarda, mobbing nedeniyle gerçekleştiği düşünülen ve çoğumuzun duyduğu trajik olay, bu konunun ciddiyetini bir kez daha ortaya koydu. Mobbing, iş yerinde bir veya birden fazla kişinin sistematik olarak bir çalışana psikolojik baskı uygulaması şeklinde tanımlanıyor. Araştırmalar mobbing şikayetlerinin %81’inin özel sektör çalışanları, %19’unun ise kamu personeli tarafından yapıldığını gösteriyor. Aradaki dramatik farkı kamuda mobbingin az olduğuna inanarak değil de memuriyeti yakma riskinin, sicili bozma ihtimalinin, muhatap bulamamanın bir sonucu olarak düşünmek gerekir. Üstelik tahmin edilenin aksine şikayetlerin %57 oranındaki çoğunluğu erkeklerden geliyor. * Tabii burada da kadınların daha mı az mobbinge maruz kaldığı ya da daha mı çok susmak zorunda bırakıldıkları ayrı bir araştırma konusu.
Mobbing davranışları; psikolojik şiddet, baskı, taciz, dışlama, aşağılama, alay etme ve görev tanımında sürekli değişiklikler ve iş yükünde artış yapma, tehdit gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkıyor. Bazen farkında bile olmuyoruz, hiyerarşiye boyun eğiyoruz ya da “biz bir aileyiz” kalıbı altında sömürülünce yapılan fedakarlıkları, verilen ödünleri normalleştiriyoruz. Çevremizdeki bazı arkadaşlarımızın bizzat ya da yakınlarının yaşadığı birkaç olaydan örnek verelim: İzindeyken bile susmayan telefonlar, raporluyken istenen işler, ameliyat olduğu gün ve henüz narkozun etkisi geçmemişken acil diyerek istenen dosyalar, iş görüşmesinde yeni boşanmış olduğu için çocuğuna bakması gerektiği bahanesiyle reddedilenler, nişanlı olduğu için bir otelde çalışmaya uygun bulunamayanlar, patronu tarafından açıkça “borca gir ki buradan hiç gitme” baskısıyla 3 kişilik işi yapmak zorunda bırakılanlar, herhangi bir hatada herkesin içinde aşağılananlar, duygusal manipülasyonlar…Liste o kadar uzun ki. Cinsiyet, yaş, ünvan fark etmeksizin gittikçe artan doz ve sıklıkla hayatı zorlaştıran ve dile getirildiğinde işini kaybetme riski bilindiğinden susulan onca senaryo çok tanıdık değil mi? Ancak ne yazık ki çoğu zaman sessiz kalıyoruz.
Peki SODA bunların neresinde? SODA’da galiba en iyi becerebildiğimiz şey istisnasız her bireye duyulan saygı ve psikolojik güven ortamı. Remote çalışan 25 kişilik bir ekip olmamıza rağmen; her an kontrol, baskı, kısıtlama bizim sözlüğümüzde olmayan şeyler. Hâl böyleyken her birey kendi sorumluluğunu alıp gemiyi dilediğince yürütebiliyor. Her çalışanın, departmanın yeteneği farklı ancak rota belliyse bizim için ister yelkenliyle ister küçük bir botla isterse koca bir yatla yapsın yolculuğunu. Rüzgârı nasıl yönetecekleri her zaman kendi kararları. Bunun için herhangi bir eleştiriye, aşağılamaya, ötekileştirmeye asla maruz kalmazlar. Herkes dilediği yerde çalışır günde 9 saat masadan kalkmadan çalışmalarını kimse beklemez. Dileyen sahilde, dileyen evinde, dileyen en sevdiği cafede…İşine saygı duyduğu sürece gerisi bizi hiç ilgilendirmez. Bazı eğitim ve anket sonuçlarımıza göre özellikle departman içi ekip kültürünün üst seviyede yaşanması, rekabetin değil iş birliğinin öne çıkması da övündüğümüz yanlarımızdan. Çocuklarımıza toplantıları sabote eden birer canavar gibi bakılmaz aksine daha çok sohbet daha çok neşe için hep birlikte daha çok plan yapılır. SODA’da izinler de kutsaldır, izne çıkacak kişinin tarihi söyleyip, işi devretmesi yeterlidir. Telefonu çalmaz, iş istenmez, rahatsız edilmez. Yani SODA’da her bireyin sesine değer verilir, ekip ruhu ve iş birliği teşvik edilir. Bu sayede, çalışanlarımız kendilerini güvende ve değerli hissederler, böylece yaratıcılıklarını ve potansiyellerini en üst düzeyde kullanabilirler.
Mobbing mağdurlarına destek olmak ve bu tür davranışların önüne geçmek için hep birlikte mücadele etmek ve sessiz kalmamak umuduyla…
*Mobbing ile Mücadele Derneği, 2023 Mobbing ile Mücadele Raporu.